KALEM SURESI
Mekke'de inmiştir. 52 ayet, 300 kelime, 1456 harftir.
Bismillahirrahmanirrahim
1-Nun, Kaleme ve kalem ehlinin satıra dizdiklerine ve dizecekleri hakkı için,
2-sen Rabbinin nimeti sayesinde, deli değilsin.
3-Ve muhakkak senin için tükenmez bir mükafat var.
4-Ve herhalde sen, pek büyük bir ahlak üzerindesin.
5-Yakında göreceksin ve görecekler,
6-O fitne, o delilik hanginizdeymiş.
7-Şüphesiz Rabbindir, yolundan sapanı en iyi bilen, yine O'dur doğru yola erenleri en iyi bilen.
8-O halde tanıma o yalan diyenleri!
9-Arzu ettiler ki, sen (onları) yağlasan onlar da sana yağ yapacaklardı.
10-Tanıma şunların hiç birini; çok yemin eden o aşağılık,
11-gammaz, koğuculukla gezer,
12-hayrı engelleyen, saldırgan, vebal yüklü,
13-zobu (kaba), sonra da takma (soysuzlukla damgalı),
14-mal ve oğulları var diye.
15-Karşısında ayetlerimiz okunurken: "Eskilerin masalları." dedi.
16-Yakında Biz onu o hortumunun üzerinden damgalayacağız
17-Haberiniz olsun ki, Biz onlara bela vermişizdir, (tıpkı) o bağ sahiplerine bela verdiğimiz gibi. O sırada ki, sabah olunca mutlaka onu devşireceklerine yemin etmişlerdi.
18-(Allah izin verirse, diye) bir istisna da yapmıyorlardı.
19-Derken onlar uyurken Rabbin tarafından bir dolaşan (afet) onun üzerinden dolaşıverdi.
20-Sabaha kadar o bağ sırıma (biçilmiş tarlaya) dönmüştü.
21-Derken sabaha yakın birbirlerine seslendiler.
22-"Haydi, kesecekseniz harsinize (ekininize) erkence koşun!" dediler.
23-Hemen fırladılar, şöyle mızırdaşıyorlardı (fısıldaşıyorlardı):
24-"Sakın bugün aranıza bir yoksul sokulmasın!" diyorlardı.
25-Sadece engelleme gücüne sahip (bir tavırla) erkenden gittiler.
26-Ama bağı gördüklerinde: "Biz her halde yanlış gelmişiz.
27-Yok, biz mahrum edilmişiz." dediler.
28-En mutedil olanları: "Ben size Rabbinizi tesbih etsenize, demedim mi?" dedi.
29-Onlar: "Rabbimiz Seni tenzih ederiz, doğrusu bizler zalimlermişiz!" dediler.
30-Sonra döndüler, kendilerini kınıyorlardı:
31-"Yazıklar olsun bizlere; bizler doğrusu azgınlarmışız.
32-Ola ki, Rabbimiz bize onun yerine daha hayırlısını verir; gerçekten biz bütün ümidimizi Rabbimize çeviriyoruz." diye.
33-İşte böyledir azap. Elbette ahiret azabı daha büyüktür, fakat bilselerdi!
34-Şüphesiz ki, korunan takva sahipleri içindir Rabbinin katında nimetleri bol cennetler.
35-Ya artık, müslümanları suçlular gibi yapar mıyız?
36-Neyiniz var, nasıl hükmediyorsunuz?
37-Yoksa size ait bir kitap var da onda şu dersi mi okuyorsunuz?
39-"Siz bu alemde neyi beğenirseniz o mutlaka sizin olacak" diye (mi yazıyor o kitapta).
39-Yoksa size karşı üzerinizde kıyamet gününe kadar sürecek yeminler taahütler mi var, "Siz her ne hüküm verirseniz mutlaka öyle olacak." diye.
40-Sor bakalım onlara, içlerinden ona kefil hangisi?
41-Yoksa onların ortakları mı var? O halde ortaklarını getirsinler, doğru söylüyorsalar!
42-Saktan keşfolunacağı (gerçek bütün çıplaklığıyla ortaya konulup iş büyümeye başladığı) gün secdeye davet edililirler, ama artık güçleri yetmez.
43-Gözleri düşmüş, kendilerini bir zillet sarmış bulunur. Oysa onlar, o secdeye sağ salim iken davet ediliyorlardı.
44-O halde Bana bırak bu sözü yalanlayanları! Biz onları bilmeyecekleri yönden derece derece azap uçurumuna yuvarlarız.
45-Ve Ben, onların iplerini uzatır (süre tanır)ım, çünkü fendim sağlamdır.
46-Yoksa sen onlardan bir ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır borç altında mı eziliyorlar?
47-Yoksa gayb yanlarında da onlar mı yazıyorlar?
48-O halde Rabbinin hükmüne sabret de balık sahibi (Yunus peygamber) gibi olma! Hani o, öfkeye boğulmuş da seslenmişti.
49-Ona Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, o fezaya, alana elbette yerilmiş olarak atılacaktı.
50-Fakat Rabbi onu seçti de iyilerden kıldı.
51-Ve gerçekten o küfredenler o zikri (Kur'an'ı) işittikleri zaman az daha seni gözleriyle kaydıracaklardı; bir de durmuşlar: "O şüphesiz bir deli." diyorlar.
52-Halbuki o (Kur'an) bütün akıllı alemler için bir öğüttür.