SUARA SURESI
Mekke'de inmiştir. 227 ayet, 1299 kelime, 4542 harftir. Bismillahirrahmanirrrahim
1-Ta, Sin, Mim.
2-Bunlar sana o apaçık Kitab'ın ayetleridir!
3-Onlar iman etmeyecekler diye, neredeyse sen kendine kıyacaksın.
4-Dilersek üzerlerine gökten bir ayet (mucize) indiriveririz de ona boyunları eğile kalır.
5-Bununla beraber Rahman'dan kendilerine yeni bir öğüt gelmiyor ki, ondan yüz çevirmiş olmasınlar.
6-Evet, yalanlamaktalar; fakat onlara alay edip durdukları şeyin dehşet veren haberleri gelecektir.
7-Yeryüzüne bir bakmadılar mı? Biz onda her güzel çiftten nice bitkiler bitirmişiz.
8-Şüphesiz ki, bunda mutlak bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
9-Şüphesiz ki, Rabbin, gerçekten güçlü, çok merhametlidir.
10-Bir vakit Rabbin Musa'ya şöyle seslendi: "Git o zalim kavme!"
11-"Firavun kavmine, artık sakınmayacaklar mı!"
12-(Musa) dedi ki:"Ya Rab, doğrusu korkarım ki, beni yalanlarlar;
13-ve göğsüm daralır, dilim açılmaz, onun için Harun'a da peygamberlik ver!
14-Bir de onlara karşı suçluyum; ondan dolayı beni öldürürler diye korkarım.
15-(Allah) "Hayır" (endişe etme), "haydi ikiniz ayetlerimizle gidin; muhakkak Biz sizinle beraberiz (olup bitenleri) dinliyoruz,
16-haydin Firavun'a varın da deyin ki: "İnan ki biz alemlerin Rabbinin elçisiyiz;
17-İsrail oğullarını bizimle beraber salıver."
18-(Firavun) dedi ki: "A! Biz seni çocukken bizde büyütmedik mi? ömrünün bir çok yıllarını aramızda geçirdin;
19-hem de o yaptığın (kötü) işi yaptın; o halde sen o nankör kafirlerdensin!"
20-(Musa) dedi ki: "O işi o zaman yaptım, şaşkınlardandım.
21-Sizden korkunca da aranızdan kaçtım; derken Rabbim bana hüküm lütfetti ve beni peygamberlerden kıldı.
22-O başıma kaktığın nimet de İsrail oğullarını kul köle edinmiş olmandır!"
23-Firavun: "Alemlerin Rabbi de ne demek?" dedi.
24-(Musa): "O, göklerin, yerin ve ikisi arasındaki herşeyin Rabbidir; eğer gerçeği kesin olarak görüyorsanız."dedi.
25-(Firavun) etrafındakilere: "Dinlemez misiniz?" dedi.
26-(Musa): "O, sizin Rabbiniz ve daha önceki atalarınızın Rabbidir dedi.
27-(Firavun): "Size gönderilen elçiniz mutlaka delidir." dedi.
28-(Musa): "O, doğunun, batının ve bunların arasındaki herşeyin Rabbidir, eğer düşünüyorsanız." dedi.
29-(Firavun): "Andolsun ki, eğer benden başkasını tanrı edinirsen, seni kesinlikle zindana kapatılmışlardan ederim?" dedi.
30-(Musa Firavun'a): "Sana apaçık bir şey (delil) getirdimse de mi?" dedi.
31-(Firavun): "Haydi onu getir bakayım, doğrulardan isen" dedi.
32-Bunun üzerine (Musa) asasını bırakıverdi; apaçık bir ejderha oluverdi;
33-bir de elini (koynundan) çekti çıkardı, o da bakanlara bembeyaz oluverdi.
34-(Firavun) etrafındaki topluluğa: "Bu gerçekten bilgiç bir sihirbaz!
35-Sizi sihriyle yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Şimdi ne buyurursunuz?" dedi.
36-Dediler ki: "Bunu ve kardeşini alıkoy! Şehirlere de toplayıcılar gönder;
37-bütün bilgiç sihirbazları getirsinler!"
38-Böylece tesbit edilen bir günün belli bir vaktinde sihirbazlar toplandılar
33-ve halka: "Siz de toplanır mısınız?" denildi.
40-"şayet üstün gelirlerse, herhalde bizler sihirbazlara uyacağız." dediler.
41-Sihirbazlar Firavun'a geldiklerinde: "Şayet biz galip gelirsek, bize muhakkak bir mükafat vardır değil mi?" dediler.
42-(Firavun): "Evet, hem siz o vakit benim en yakınlarımdan olacaksınız." dedi.
43-Musa onlara: "Siz ne atacaksanız atın!" dedi.
44-Hemen iplerini ve sopalarını ortaya attılar ve: "Firavun'un yüceliği hakkı için şüphesiz biz üstün geleceğiz." dediler.
45-Musa da asasını (yere) koyuverdi, bir de ne görsünler, onlar her ne dolap çeviriyorlarsa (bütün uydurduklarını) yutuyor.
46-Derhal sihirbazlar secdeye kapandılar;
47-"İman ettik alemlerin Rabbine;
48-Musa ve Harun'un Rabbine!" dediler.
49-(Firavun) dedi ki: "Ben size izin vermeden O'na iman ettiniz! Anlaşıldı ki, o size sihri öğreten büyüğünüzmüş! O halde kesinlikle yakında anlayacaksınız;çaresiz ellerinizi ve ayaklarınızı çaprazlama kestireceğim, hepinizi muhakkak çarmıha gerdireceğim!"
50-(Büyücüler) dediler ki: "Zararı yok, mutlaka biz Rabbimize döneceğiz.
51-Herhalde biz mü'minlerin ilki olduğumuzdan dolayı Rabbimizin bize mağfiret buyuracağını ümit ederiz.
52-Musa'ya şunu vahyettik: "Kullarımı geceleyin yürüt (yola çıkar); çünkü takip edileceksiniz."
53-Firavun da şehilere asker toplayıcılar gönderdi;
54-"Bunlar, şüphe yok ki küçük ve önemsiz bir toplulukturlar;
55-fakat hakkımızda çok kin ve nefret besliyorlar;
56-biz ise uyanık ve tedbirli topluluk bulunuyoruz." diyordu.
57-Böylece Biz onları bahçelerden, pınarlardan,
58-hazinelerden ve güzel makamlardan çıkardık.
59-ve onlan İsrail oğullarına miras kıldık.
60-Derken (Firavun ve askerleri) güneş doğmuştu ki, arkalarına düştüler.
61-İki topluluk birbirini görünce, Musa'nın arkadaşları: "Yakalandık" dediler.
62-(Musa): "Hayır! asla! Rabbim muhakkak benimledir, bana yolunu gösterecektir" dedi.
63-Bunun üzerine Musa'ya: "Vur asan ile denize." diye vahyettik; vurunca bir infilak etti, her bölük koca birdağ oluverdi,
64-ötekileri de buraya yanaştırmıştık.
65-Musa'yı ve beraberindekileri tamamen kurtardık,
66-sonra da ötekileri boğduk.
67-Şüphesiz bunda gerçekten bir ibret vardır; fakat çokları inanmadı.
68-Ve şüphesiz ki Rabbin çok güçlü ve çok merhametlidir.
69-Onlara İbrahim'in kıssasını da oku!
70-O bir vakit babasına ve kavmine: "Siz neye tapıyorsunuz?" dedi.
71-"Bir takım putlara taparız da, onlar sayesinde toplanırız." dediler.
72-(İbrahim) dedi. Dua ettiğiniz vakit onlar işitirler mi;
73-veya size bir fayda yahut bir zarar verirler mi?"
74-"Hayır, biz atalarımızı böyle yaparken bulduk." dediler.
75-76-(İbrahim) dedi ki: "Siz ve sizden önceki atalarınızın neye taptıklarını şimdi gördünüz?
77-Onların hepsi benim düşmanımdır; alemlerin Rabbi hariç;
78-O ki, beni yarattı, sonra da bana o doğru yolu gösterir;
79-O ki, beni yedirir, içirir.
80-Hastalandığım zaman O bana şifa verir.
81-O ki, beni öldürür, sonra beni yine diriltir.
82-Ve O ki, ceza gününde günahlarımı bağışlamasını ümit ederim.
83-Ya Rab, bana bir hüküm ver ve beni iyiler zümresine kat!"
84-"Ve bana gelecekler içinde güzel bir nam tahsis eyle!
85-Ve beni Naim cennetinin varislerinden eyle!
86-Babamı da bağışla; çünkü o yanlış gidenlerdendir.
87-Yaratıkların diriltilecekleri gün, beni utandırma,
88-O gün ki, ne mal fayda verir, ne oğullar!
89-Ancak Allah'a temiz bir kalp ile varan başka!"
90-Cennet takva sahiplerine yaklaştırılmıştır.
91-Azgınlar için de cehennem hortlatılmıştır.
92-Ve bunlara: "Hani nerede o taptıklarınız,
93-Allah'tan başka; nasıl size yardım ediyorlar mı veya kendilerini kurtarıyorlar mı?" denilmekte.
94-Ve arkasından hep onlar ve azgınlar o cehennemin içine fırlatılmaktadırlar.
95-Ve bütün o iblis orduları.
96-onun içinde birbirleriyle çekişirlerken şöyle demektedirler:
97-"Vallahi biz, doğrusu açık bir sapıklık içindeymişiz.
98-Çünkü sizi alemlerin Rabbi seviyesinde tutuyorduk.
99-Ve bizi hep o suçlular şaşırmıştı.
100-Bak şimdi bizim için ne şefaatçiler var,
101-ne de sadık bir dost!
102-Bari bizim için geriye (dünyaya) dönme imkanı olsaydı da, mü'minlerden olsaydık."
103-Şüphesiz bunda mutlaka alınacak bir ders vardır;öyle iken çoğu inanmadı.
104-Ve şüphesiz ki, Rabbin çok güçlü ve çok merhametlidir.
105-Nuh kavmi, gönderilen peygamberleri yalanladı,
106-kardeşleri Nuh onlara şöyle dediği vakit:"Siz Allah' tan korkmaz mısınız?
107-Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
108-Gelin Allah'tan korkun, bana itaat edin!
109-Buna karşı ben sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.
110-Gelin Allah'tan korkun, bana itaat edin!"
111-"A! Senin ardına hep o reziller düşmüşken, biz sana hiç inanır mıyız?" dediler.
112-(Nuh) "Benim onları ne yaptıklarına dair ne bilgim olabilir?
113-Sizin şuurunuz olsa onların hesabının ancak Rabbime ait olduğunu bilirdiniz.
114-Hem ben iman edenleri kovmaya me'mur değilim.
115-Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım." dedi.
116-Dediler ki: "Ey Nuh, eğer vazgeçmezsen, kesinlikle taşlanmışlardan olacaksın!"
117-(Nuh): "Ey Rabbim, anlaşıldı ki, kavmim beni yalanladılar.
118-Artık benimle onların arasını nasıl ayırt edeceksen et de,beni ve beraberimdeki müminleri kurtar!" dedi.
119-Bunun üzerine Biz de onu ve beraberindekileri, o dolu gemide taşıyarak kurtardık.
120-Sonra da arkasında kalanları boğuverdik.
121-Şüphesiz bunda mutlak bir ibret vardır; öyle iken çoğu iman etmedi.
122-Ve şüphesiz ki Rabbin, çok güçlü, çok merhametlidir.
123-Ad (kavmi de) gönderilen peygamberleri yalanladı.
124-Kardeşleri Hud o zaman onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?
125-Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
126-Gelin Allah'tan korkun ve bana itaat edin!
127-Buna karşı ben sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.
128-Siz her tepeye bir alamet bina edip eğlenir durur musunuz?
129-Ebedi kalacakmışsınız gibi bir takım sanayiler ediniyorsunuz.
130-Hem tuttuğunuz vakit, merhametsiz zorbalar gibi tutuyorsunuz.
131-Artık Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
132-O Allah'tan korkun ki, size o bildiğiniz şeyleri verdi.
133-134-Size davarlar, oğullar, cennet gibi bağlar, bahçeler, pınarlar verdi.
135-Cidden ben sizin için büyük bir günün azabından korkuyorum."
136-Dediler ki: "Sen ha öğüt vermişsin, ha öğüt verenlerden olmamışsın, bizce birdir.
137-Bu sadece eskilerin adetidir
138-Biz azaba uğratılacak değiliz."
139-O'nu yalanladılar; Biz de kendilerini helak ediverdik. Şüphesiz bunda mutlak bir ibret vardır, ama çokları iman etmedi.
140-Ve şüphesiz ki Rabbin, gerçekten O, çok göçlü ve çok merhametlidir.
141-Semüd (kavmi) de gönderilen peygamberleri yalanladı.
142-Kardeşleri Salih o zaman onlara şöyle demişti : "Allah'tan korkmaz mısınız?
143-Haberiniz olsun ki, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
144-Gelin Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
145-Buna karşı ben sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.
146-Siz burada güven içinde bırakılacak mısınız:
147-cennetler, pınarlar,
148-salkımları sarkmış hurmalar, ekinler içinde?
149-Ki bir de dağlardan keyifli keyifli evler yontuyorsunuz?
150-Gel'" Allah'tan korkun da bana itaat edın.
151-İtaat etmeyin o kimselere
152-ki, yeryüzünü fesada verirler de ıslah etmezler."
153-Dediler: "Sen iyice büyülenmişlerden birisisin;
154-Sen de bizim gibi bir beşerden başka bir şey değilsin; haydi bir ayet (mucize) getir, eğer doğru konuşanlardan isen!"
155-(Salih): "İşte (o mucize) bir dişi deve; su hakkı bir (gün) ona, belli bir günün su hakkı da size;
156-sakın ona bir kötülükle ilişmeyin, yoksa sizi büyük bir günün azabı yakalar." dedi.
157-Derken onu vurdular, fakat pişman oldular;
158-çünkü kendilerini azap yakalayıverdi. Şüphesiz bunda (alıncak) bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
159-Ve şüphesiz Rabbin gerçekten, O, çok güçlü ve çok merhametlidir.
160-Lut kavmi de gönderilen peygamberleri yalanladı.
161-Kardeşleri Lut o zaman onlara şöyle demişti: "Siz Allah'tan korkmaz mısınız?
162-Haberiniz olsun, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
163-Gelin Allah'tan korkunda bana itaat edin.
164-Buna karşı ben sizden bir ücret de istemiyorum. Benim mükafatım ancak alemlerin Rabbine aittir.
165-166-Sizin için yarattığı eşleri bırakıyorsunuz da İnsanlar içinden erkeklere mi gidiyorsunuz? Doğrusu siz insanlıktan çıkmış bir kavimsiniz!
167-(Onlar): "Ey Lut, and içeriz ki (bu uyarılardan)
168-(Lut) dedi ki: "Doğrusu ben bu işinize kin güdenlerdenim.
169-Ey Rabbim, beni ve ailemi bunların yaptıklarının uğursuzluğundan kurtar!
170-Biz de onu ve ailesini tamamen kurtardık.
171-Ancak (geride) bir yaşlı kadın kaldı.
172-Sonra geride kalanların hepsini yerle bir ettik.
173-Ve üzerlerine öyle bir yağmur yağdırdık ki, ne kötü idi O uyarılanların yağmuru!
174-Şüphesiz bunda gerçekten bir ibret vardır.
175-Ve şüphesiz ki Allah'tan korkmaz mısınız?
178-Haberiniz olsun, ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
179-Gelin Allah'tan korkun ve bana itaat edin.
180-Buna karşı sizden bir ücret istemiyorum. Benim mükafatım alemlerin Rabbine aittir.
181-Ölçeği tam ölçün de hak yiyenlerden olmayın.
182-ve doğru terazi ile tartın!
183-Halkın eşyalarını değerinden düşürmeyin ve yeryüzünü ihtilalcilikle fesada vermeyin.
184-O sizi ve sizden önceki nesilleri yaratan Yaratıcıdan korkun!"
185-Dediler: "Sen muhakkak büyülenmişlerdensin.
186-Sen de bizim gibi bir beşerden başka nesin! Doğrusu biz seni muhakkak yalancılardan sanıyoruz.
187-Üzerimize gökten bir parça düşürüver, eğer doğru söyleyenlerden isen."
188-(Şuayb): "Rabbim yaptıklarınızı daha iyi bilir." dedi.
189-Hülasa onu yalanladılar, kendilerini de o gölge gününün azabı yakalayıverdi. ö cidden büyük bir günün azabı idi.
190-Şüphesiz bunda (alınacak) bir ibret vardır; ama çoğu iman etmedi.
191-Ve şüphesiz ki Rabbin, gerçekten O, çok güçlü ve çok merhametlidir.
192-Ve gerçekten bu (Kur'an) alemlerin Rabbinin indirmesidir.
193-Onu Ruhu'l-Emin (Cebrail) indirdi.
194-Senin kalbine ki uyarıcılardan olasın,
195-açık parlak bir Arapça ile.
196-O, şüphesiz öncekilerin kitaplarında da var.
197-Beni İsrail bilginlerinin onu bilmesi, onlar için bir delil değil mi?
198-Eğer onu Arapça bilmeyenlerin birine indirseydik de,
199-O onlara okusaydı, yine iman etmeyeceklerdi.
200-Biz onu suçluların kabine öyle sokmuşuzdur. 201-Onlar acı azabı görecekleri zamana kadar ona iman etmezler
202-o azap kendilerine ansızın hiç farkında olmadıkları bir anda gelecektir,
203-(O zaman) diyecekler: "Acaba bize bir mühlet verilir mi?"
204-Acaba azabımızın acele gelmesini mi istiyorlar?
205-Gördün ya, onlara senelerce zevk ettirsek,
206-Sonra kendilerine yapılan tehdit gelip çatsa,
207-o yaşatıldıkları zevkin kendilerine hiç faydası olmayacaktır.
208-Bununla birlikte Biz hangi memleketi helak ettikse, muhakkak onun uyarıcıları olmuştur.
209-(Onlara) ihtar edilmiştir ve Biz haksızlık etmiş değilizdir.
210-Ve bunu (Kur'an'ı) şeytanlar indirmedi;
211-bu onlara hem yaraşmaz, hem güçteri yetmez.
212-Onlar (vahyi) işitmekten kesinlikle mahrum edilmişlerdir.
213-Bundan dolayı sakın, Allah ile beraber başka bir tanrıya yalvarma ki azap edileceklerden olmayasın.
214-En yakın hısımlarını uyar.
215-Ve sana uyan müminlere kanadını indir.
216-Bunun üzerine sana isyan ederlerse: "Ben sizin yaptıklarınızdan uzağım." de.
217-Ve O göçlü ve merhametli olana güvenip dayan.
218-O ki, (namaza) kalktığın vakit seni görüyor
219-ve secde edenler arasında dolaşmanı da.
220-Çünkü, herşeyi işiten, herşeyi bilen O'dur.
221-Şeytanların kimin üzerine indiğini size haber vereyim mi?
222-Günaha kendini kaptırmış herbir sahtekar üzerine inerler.
223-Onlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu da yalan söylerler.
224-Şairler (e gelince) bunların arkasına da çapkınlar, sapkınlar düşer.
225-Görmüyor musun, bunlar her vadide şaşkın şaşkın dolaşırlar.
226-Hem de yapmayacakları şeyleri söylerler.
227-Ancak iman edip iyi ameller işleyenler, Allah'ı çokça zikredenler ve kendilerine haksızlık edildikten sonra öclerini alanlar müstesna. O haksızlık edenler hangi inkılaba münkalib olacaklarını (hangi akibete yuvarlanacaklarını) yarın bilecekler.