ZARİYAT SURESI
Mekke'de inmiştir. 60 ayet, 370 kelime, 1286 harft Bismillahirrahmanirrrahim
1-O tozdurup savuranlara.
2-Bir ağırlık taşıyan (bulut)lara
3-Kolaylıkla akıp giden (gemi)lere
4-Bir iş bölümü yapan (melek)lere yemin ederim ki,
5-muhakkak o size va'dolunan mutlaka doğrudur.
6-Ve muhakkak ceza ve mükafat gerçekleşecektir.
7-O düzgün yollara sahip göğe yemin ederim ki,
8-siz pek çelişkili bir söz içindesiniz.
9-Ondan çevrilen çevrilir.
10-O kahrolası yalancılar.
11-O sarhoşluk içinde yaptığını bilmezler.
12-Soruyorlar: "Ne zaman o ceza günü?" diye.
13-Ateş üzerinde kıvranacaklan gün.
14-"Tadın cezanızı! Budur işte o sizin acele istedığiniz!"
15-Şüphesiz ki, takva sahipleri, cennetlerde pınar başlarındadırlar,
16-Rablerinin kendilerine verdiğini alarak. Çünkü onlar, bundan önce güzel davranmayı adet edinmışlerdi.
17-Geceleyin pek az uyurlardı.
18-Seher vakitlerinde hep bağışlanma dilerierdi.
19-Mallarında dilenen ve yoksul için bir hak vardı.
20-Yeryüzünde inanç sahipleri için birçok ibretler vardır;
21-kendinizde de; hala görmeyecek misiniz?
22-Gökte de rızkınız ve o va'dolunduğunuz (var).
23-İşte o göğün ve yerin Rabbine andolsun ki, o şüphesiz gerçektir; tıpkı sizin konuşmanız gibi.
24-İbrahim'in ikram edilen konuklarının haberi geldi mi sana?
25-Yanına girdikleri vakit: "Selam!" dediler. O da: "Selam! Görülmedik bir topluluk" dedi.
26-Hemen bir bahane ile ailesine gidip semiz bir dana getirdi.
27-Onu yakınlarına koyarak: "Yemeğe buyurmaz mısınız?" dedi.
28-Onlardan ötürü içine bir korku düştü. "Korkma!" dediler ve kendisine bilgili bir oğlan müjdelediler.
29-Bunun üzerine karısı bir çığlık içinde döndü, elini yüzüne çarptı ve: "Kısır bir koca karı (çocuk mu doğurur)? dedi.
30-Onlar: "Öyle, Rabbin buyurdu. Şüphesiz hikmet sahibi O, herşeyi bilen O." dediler.
31-İbrahim: "O halde asıl göreviniz nedir ey elçiler?" dedi.
32-Dediler: "Biz suçlu bir kavme gönderildik;
33-Üzerlerine çamurdan taşlar salmak için,
34-(her biri) sınırı aşmış olanlar için Rabbinin nezdinde damgalanmışlardır."
35-Nihayet orada bulunan müminleri çıkardık,
36-Fakat Biz orada bir evden başka müslüman da bulamadık.
37-Ve orada acı bir azaptan korkacak için bir ibret bıraktık.
38-Bir de Musa'da (ibret verici deliller vardır) ki, onu açık bir delille Firavun'a gönderdik de,
39-o bütün kuvvetiyle tersine gitti: "Bu bir sihirbaz veya delidir!" dedi.
40-Bunun üzerine Biz de tuttuk kendisini ve ordularını denize fırlatıverdik o alçak namertlik ederken.
41-Bir de Ad'da (ibret verici deliller vardır) ki, üzerlerine köklerini kesen rüzgarı göndermiştik.
42-(O rüzgar) uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu çürütüp kül gibi ediyordu.
43-Bir de Semud'da (ibret verici deliller vardır) ki, onlara: "Bir süreye kadar istifade edin." denilmişti de,
44-Rablerinin emrinden azgınlık ettiler (dışarı çıktılar), bu yüzden bakınıp dururlarken yıldırım kendilerini yakalayıverdi.
45-O vakit bir kalkınmaya da güç yetiremediler bir yardım da görmediler.
46-Daha önce de Nüh kavmini (helak ettik). çünkü onlar hep yoldan çıkmış birer topluluk idiler.
47-Bir de göğe bakın Biz onu kuvvetle bina ettik ve şüphe yok ki Biz onu genişletmeye de malikiz.
48-Yeryüzünü döşedik; bakınız Biz ne güzel döşeriz.
49-Hem herşeyden iki çift yarattık ki, düşünesiniz.
50-"O halde hemen Allah'a kaçın; haberiniz olsun ki, ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.
51-Allah'la beraber başka bir tanrı uydurmayın; haberiniz olsun ki ben size ondan gelen açık bir uyarıcıyım.
52-Böyle, onlardan öncekiler bir peygamber gelince muhakkak: "Ya sihirbaz, ya delidir" dediler.
53-Bunu birbirlerine tavsiye mi ettiler! Hayır, onlar azgın kavimler.
54-Onun için onlardan yüz çevir, artık sen kınanacak değilsin!
55-Bununla beraber öğüt vermeye devam et; çünkü öğüt müminlere fayda verir.
56-Ben cinleri ve insanlan ancak Bana kulluk etsinler diye yarattım.
57-Ben onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yemek yedirmelerini de istemiyorum.
58-Şüphesiz Allah, rızık veren, sarsılmaz kuvvet sahibi O'dur.
59-Onun için muhakkak o zulmedenlere arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir pay vardır, şimdi onu acele istemesinler!
60-Artık o tehdit edildikleri günlerin azabından vay o küfredenlere!